2019 itibariyle dünya nüfusunun %53,6’sı aktif olarak internet kullanıyor. Dijitalleşen dünya hayatlarımızı; ihtiyaçlarımızı karşılamak, bilgiye daha hızlı erişmek ya da eğlence amacıyla siber ortamlara taşımamıza sebep oluyor. Gündelik yaşamımızın pek çok anını internette veri paylaşarak geçiriyor, gelişen teknolojileri kullanıyoruz. Hızla gelişen bilişim teknolojileri birçok kurumsal teknolojiyi de iş hayatlarımıza soktu. Bulut bilişim, otorobotlar, Nesnelerin İnterneti (IoT), Big Data gibi dijital teknolojiler işlerin daha hızlı, hatasız, uyum içinde yapılmasına ve ofislere dünyanın her yerinden erişilmesine olanak sağlıyorlar.
Modern çalışma modellerine uyum sağlamak için dijital dönüşüm süreçlerini başlatan şirketler adım adım işlerini dijital ortamlara taşıyorlar. Bu dönüşüm global çapta birçok avantajı beraberinde getiriyor ancak aynı zamanda firmanın sahip olduğu verilerin güvenliği de aynı oranda tehlike altına giriyor. Her şirketin bilgileri değerlidir ancak bankalar, hastaneler, ilaç şirketleri, kredi kartı bilgisi toplayan e-ticaret siteleri veya ödeme platformlarının siber saldırıya uğraması, çok geniş kitlelere yayılabilecek astronomik düzeyde bir zarara neden olabileceğinden bu gibi kıymetli verileri depolayan kurumların siber güvenlik ve veri güvenliği alanında ciddi yatırımlar yapmaları gerekiyor.